Köyün Laneti: Gün Batımının Şahitleri - Kıyamet Öncesi Bir Yolculuk

2025-06-25
Köyün Laneti: Gün Batımının Şahitleri - Kıyamet Öncesi Bir Yolculuk
xants.net

Güneş, gökyüzünü kızıl ve mor tonlara boyarken, sanki bir kanlı şafak yaklaşıyordu. Üzerimize çöken derin sessizlik, sadece uzaklardan gelen bir kuşun hüzünlü çığlığıyla bozuluyordu. Bu, zamanın durduğu, gündüz ve gecenin birbirine karıştığı bir anın fotoğrafıydı.

Gözlerim, geçmişin izlerini taşıyan yaşlı bir ağaca takıldı. Dalları, sanki yaşamın ve yolculuğun solgun ışığını yakalamaya çalışıyordu. Ağacın altında, yalnız bir figür duruyordu; sessiz ve hüzünlü bir bekleyişin simgesi gibi. Yanında, karanlığa doğru uzanan, yıpranmış bir yol vardı. Bu yol, sayısız ayak iziyle aşınmış, derin sırları saklıyordu.

Hava iyice soğumuş, nemli bir rüzgar tenimi ürpertiyordu. Bu soğukluk, sadece havanın değil, aynı zamanda ruhumun da soğuduğunun bir işaretiydi. Etrafıma baktığımda, her şeyin bir zamanlar canlı ve hareketli olduğu, şimdi ise terk edilmiş ve unutulmuş olduğu açıktı. Köyün laneti miydi bu, yoksa kıyametin habercisi mi?

Yol boyunca ilerledikçe, daha fazla terk edilmiş ev ve dükkanla karşılaştım. Camları kırık, kapıları paslı, duvarları çatlak... Her biri, geçmişte yaşamış insanların hikayelerini fısıldıyordu. Bu hikayelerin ne kadar acımasız olduğunu tahmin etmek bile zor.

Köyün merkezine doğru ilerledikçe, manzara daha da ürkütücü hale geldi. Yıkık dökük binalar, devrilmiş heykeller, paslanmış araçlar... Her şey, bir savaşın veya felaketin izlerini taşıyordu. Ama ne tür bir savaş veya felaket olduğunu bilmiyordum.

Tam o sırada, uzaktan bir ses duydum. Bu ses, bir ağlama sesiydi. Sesin geldiği yöne doğru ilerledim ve sonunda, yıkık bir kilisenin önünde, yaşlı bir kadınla karşılaştım. Kadın, yere çökmüş, gözyaşları içinde dua ediyordu. Ona ne olduğunu sorduğumda, bana köyün laneti hakkında bir hikaye anlattı.

Kadın, köyün geçmişte çok zengin ve mutlu bir yer olduğunu, ancak bir gün, köyün üzerine kötü bir lanet düştüğünü söyledi. Lanet, köydeki herkesi hasta etmiş, evleri yıkmış ve toprakları verimsiz hale getirmişti. Köylüler, lanetten kurtulmak için birçok şey denediler, ancak hiçbir şey işe yaramadı. Sonunda, köy terk edildi ve unutuldu.

Kadın, bana lanetin hala köy üzerinde olduğunu ve köyü ziyaret eden herkesi etkileyebileceğini söyledi. Bana buradan gitmemi ve köyü bir daha ziyaret etmemem gerektiğini söyledi. Ben de kadına veda ettim ve köyden ayrıldım. Arkamda, karanlık ve terk edilmiş bir köy bırakarak...

Bu yolculuk, bana kıyametin ne kadar yakın olduğunu ve hayatın ne kadar kırılgan olduğunu gösterdi. Artık, her anın kıymetini bilmeli ve sevdiklerimle daha fazla zaman geçirmeliyim.

Öneriler
Öneriler