Türkiye'de Faiz Çelişkisi: Ahlak, Hukuk ve Ekonomik Gerçekler

Türkiye ekonomisi, uzun yıllardır faiz konusunda derin bir çelişki yaşamaktadır. Bir yandan “faiz haramdır” söylemi sıkça dile getirilirken, diğer yandan faizsiz bir yaşamın imkansız olduğu gerçeğiyle yüzleşilmektedir. Bu iki zıt düşünce, hem dini inançlar hem de ekonomik zorunluluklar arasındaki hassas dengeyi gözler önüne sermektedir.
Bu çelişki, sadece bireysel düzeyde değil, aynı zamanda ekonomik politikaların ve finans sisteminin temelini de etkilemektedir. Faizsiz bankacılık sistemleri deneme amaçlı kurulmuş olsa da, henüz geniş kitlelere ulaşma ve ekonomik sisteme tam entegre olma konusunda önemli engellerle karşılaşmaktadır. Bu durum, Türkiye'nin ekonomik kalkınması ve küresel rekabetteki konumu açısından da önemli bir soru işaretidir.
Faizin Ahlaki Boyutu: İslam inancına göre faiz, haramdır ve ekonomik adaletsizliğe yol açtığı düşünülmektedir. Bu nedenle, faizsiz finans yöntemlerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, hem dini vecibeti yerine getirme hem de daha adil bir ekonomik sistem oluşturma amacı taşımaktadır. Ancak, faizsiz finans yöntemlerinin uygulanabilirliği ve etkinliği, hala tartışma konusudur.
Faizin Ekonomik Boyutu: Ekonomik açıdan bakıldığında ise faiz, sermayenin maliyetidir ve yatırımların teşvik edilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Faiz oranları, enflasyonla mücadele, para politikası ve döviz kuru istikrarı gibi birçok ekonomik faktörü etkilemektedir. Faizsiz bir sistemde ise, bu faktörlerin nasıl yönetileceği ve ekonomik istikrarın nasıl sağlanacağı önemli bir sorudur.
Hukukun Rolü ve Yasal Boşluklar: Mevcut yasal düzenlemeler, faizsiz finans yöntemlerinin gelişimini desteklemeyi amaçlamaktadır. Ancak, bu alandaki yasal boşluklar ve belirsizlikler, yatırımcıların güvenini azaltmakta ve faizsiz bankacılık sistemlerinin büyümesini engellemektedir. Yasal düzenlemelerin daha net ve kapsamlı hale getirilmesi, bu alandaki potansiyelin ortaya çıkarılması için kritik öneme sahiptir.
Sonuç: Türkiye'deki faiz çelişkisi, hem ahlaki hem de ekonomik boyutları olan karmaşık bir sorundur. Bu sorunun çözümü, dini inançlar, ekonomik gerçekler ve hukuki düzenlemeler arasında bir denge kurulmasına bağlıdır. Faizsiz finans yöntemlerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, Türkiye'nin ekonomik kalkınmasına katkı sağlayabilir ve daha adil bir ekonomik sistem oluşturulmasına yardımcı olabilir. Ancak, bu süreçte, ekonomik istikrarın korunması ve yatırımcıların güveninin sağlanması da göz önünde bulundurulmalıdır.