xAnts

T24 yazarı Tolga Şardan'ın, kamuoyunda 'Sansür Yasası' olarak bilinen 'Dezenformasyon Yasası' kapsamında girdiği davada duruşma ertelendi. Şardan, yazılarıyla eleştirilen ve 'halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' ile 'devletin yargı organlarını alenen aşağılama' suçlamalarıyla karşı karşıya. Erteleme kararı sonrası Şardan, Türkiye'de 'iki vücutlu bir hukuk sistemi' uygulandığını savundu.

Olayın Gelişimi

Tolga Şardan, T24'teki köşe yazılarıyla özellikle hükümete yakın isimlerin ve devlet kurumlarının uygulamalarını eleştiriyordu. Bu eleştiriler, 'Dezenformasyon Yasası'nın yürürlüğe girmesiyle birlikte yargıya taşınmaya başlandı. Yasa, 'halkı yanıltıcı bilgi yayma' ve 'devletin güvenliğini zedeleyici' eylemleri suç sayarak, ifade özgürlüğünü kısıtladığı gerekçesiyle eleştirilmişti.

Şardan'ın davası, bu yasanın Türkiye'deki ifade özgürlüğü üzerindeki etkilerini gözler önüne seren önemli bir örnek olarak görülüyor. Duruşma sırasında Şardan, yazılarının tamamen hukuka uygun olduğunu ve eleştiri hakkının bir gereği olduğunu savundu. Ancak savcılık, Şardan'ın yazdıklarının 'halkı yanıltıcı bilgi yayma' ve 'devletin yargı organlarını aşağılama' suçlarını oluşturduğunu iddia etti.

'İki Vücutlu Hukuk Sistemi' İddiası

Duruşmanın ertelenmesi üzerine Şardan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye'de 'iki vücutlu bir hukuk sistemi'nin uygulandığını belirtti. Şardan'a göre, bir hukuk sistemi hukukun üstünlüğüne saygı gösterirken, diğer hukuk sistemi siyasi baskılara boyun eğiyor. Bu durum, yargının bağımsızlığını zedelediğini ve adil yargılama hakkını ortadan kaldırdığını savundu.

Sansür Yasası ve İfade Özgürlüğü

'Dezenformasyon Yasası', Türkiye'de ifade özgürlüğü konusunda ciddi endişelere yol açmıştı. Yasa, gazetecilerin, aktivistlerin ve sosyal medya kullanıcılarının eleştirel seslerini susturma potansiyeli taşıyor. Uluslararası insan hakları örgütleri de yasayı 'ifade özgürlüğünü kısıtlayan' ve 'demokratik değerlere aykırı' olarak nitelendirmişti.

Hukuk Dünyasından Tepkiler

Şardan'ın davası, hukuk camiasında da geniş yankı uyandırdı. Birçok hukukçu, yasının ifade özgürlüğünü kısıtladığını ve yargının bağımsızlığını zedelediğini savunuyor. Bazı hukukçular ise, yasının Türkiye'deki hukuk sisteminin genel sorunlarının bir yansıması olduğunu belirtiyor.

Sonuç

Tolga Şardan'ın davası, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı konularında önemli bir tartışma başlatmış durumda. Duruşmanın ertelenmesi, davanın ne yöne gideceğini belirsizleştirirken, Türkiye'deki hukuk sisteminin ve ifade özgürlüğünün geleceği açısından dikkatle takip edilmesi gereken bir süreç olarak görülüyor. Bu dava, Türkiye'nin demokratik değerlere bağlılığını ve hukukun üstünlüğünü koruma konusundaki kararlılığını sınayan bir sınav niteliği taşıyor.